top of page

KALP KRİZİ BELİRTİLERİ , ÖNLEMİ VE TEDAVİ YAKLAŞIMI

 

 

Selahattin Bey, 52 yaşında şekeri ve hipertansiyonu olmayan, sigara kullanmayan, nadiren keyiflenince alkol alan aynı apartmanda oturduğum kapı komşumdu.

 

Bir gece saat 4 civarı kapım çaldı. Kapıyı açtığımda Selahattin Bey; rengi soluk, soğuk soğuk terlemekteydi. "Ne oldu abi? Neyin var?" dediğimde yaklaşık yarım saattir devam eden göğsünde yanıcı vasıfta bir ağrının ve bulantısının olduğunu ifade etti. "Üşüttüm herhalde" dedi. Bu tabloyla çok sık karşılaştığım için kalp krizi geçirmekte olduğunu anladığım komşumu hemen arabamla, çalıştığım kurumun aciline götürdüm. Kalp elektrosunu çektiğimizde kalp krizi geçirdiğini gördük ve hastayı koroner anjiyografi laboratuvarına alarak tıkalı olan damarını stent dediğimiz tel kafes takarak açmayı başardık. Selahattin abiyi hala takip etmekteyim ve 3 yıl oldu, henüz bir sorunu yok. "Çok şükür." Olaydan hemen sonra düşündüğümde büyük bir hata yapmıştım aslında. Ne mi ..? Hastayı özel aracımla götürmek! Kalp krizi geçirmekte olan hastalarda her an ölümcül olabilecek olan ritim bozuklukları gelişebileceği için kesinlikle bu hastalar donanımlı olan 112 acil ambulanslarıyla hastaneye ulaştırılmalı.

 

Kalp krizi nasıl anlaşılır, kimler risk altındadır ve kalp krizi esnasında neler yapmalıyız?

 

Kalp hastalıkları piyangodan çıkmıyor, değiştiremediğimiz yaşam tarzımızın kaçınılmaz sonucu. Yüksek risk altında olan kalplerin belirlenmesi ve öncelikle bunlarda koruyucu önlemlerin alınması gerekiyor. Bilimsel çalışmalar belirli koşulların ve yaşam biçiminin kalp krizi tehlikesini arttırdığını, bu koşullar değiştirilirse kalp krizinin önlenebileceğini ortaya koyuyor. Yeter ki insanlar, arabalarına ve midelerine gösterdikleri özeni kalplerine göstersinler. Çünkü 100 bin kilometre uzunluğundaki damar ağına her gün 1 tanker kan pompalayarak, bir ömür boyu 5 dakika bile kaytarmadan çalışan kalbimiz bu ilgiyi hak ediyor.

 

Kalp krizi nasıl belirti verir?

 

Göğüste sıkışma, yanma, hazımsızlık, nefes darlığı, solgunluk, terleme, yorgunluk kalp krizinin ilk belirtileridir. Ağrı, sol koldan başlayıp serçe parmağına doğru inen, boyna doğru yayılan bir ağrıdır. Nefesiniz daralır. Alnınızda soğuk terler birikir. Kalp krizlerinin dörtte biri ise hiçbir belirti göstermeden meydana gelir.

 

Peki, o an ne yapmalı?

 

Saniyeler çok önemli. Hemen aspirin alıp çiğneyin. Bebe aspirini varsa ondan dört tane yada 300 miligramlık coraspin… Ama suyla yutmayın, hemen çiğneyin. Aspirin kanı sulandırır ve kan dolaşımınızı kolaylaştırır. Şimdi biraz zaman kazandık. Hemen telefona sarılıp ambulans çağırmalı… Benim yaptığım gibi özel araçla hastayı hastaneye ulaştırmak çok yanlış .Benim dediğimi yapın yaptığımı yapmayın. Çünkü kalp krizinde tek bir kurtuluş var; o da hastane. Yeteri kadar kısa sürede müdahale edilirse kalp damarınız açılarak kalp dokusunun zarar görmesi önlenebilir. Bu yüzden ilk iki saat çok önemlidir. Yapılacak iş, kalp krizi geçiren hastayı oyalamadan mümkünse kalp damarının balon stent yöntemiyle açılabildiği bir merkeze ya da en yakın bir hastaneye ulaştırmaktır. Çünkü dakikalar önemli. Örneğin, 90 dakikadan sonra damarı balon stent yöntemiyle açılanların ölüm oranı 60 dakikadan önce açılanlara göre 6 misli fazla. Tıkalı damar ne kadar erken açılırsa o kadar iyi olur diyebiliriz öyleyse.

 

Tıkalı damarı açmak için ne gibi yöntemler uygulanır?

 

Damar açmak için ya pıhtı eriten ilaçlar kullanılır veya balon üstüne yüklenmiş stent adı verilen çelik kafesle tıkalı kalp damarı açılır. Eskiden yani 1990 öncesinde, hastalara günlerce yatması önerilir, tıkanan damar bölgesinin ölümü seyredilirdi. Bugün bile pıhtı eritici ilaç bulunmayan yörelerimizde aynı tedavi yapılmaktadır. Şimdi ise balon ve stentle damarın çabucak açılması sayesinde kalp dokusu fazla zarar görmeden kurtarılmaktadır. Kalp kası harabiyeti klasik yöntemde daha fazla olduğu için hastaların hastanede kalma süreleri uzar, kalp krizinden sonraki yaşam kalitesi düşer, beklenmedik sorunlar ortaya çıkar. Bu yüzden erken müracaat ve hızlı girişim hayat kurtarıcı ve hayatı uzatıcıdır. Ne kadar çabuk müracaat edilirse o kadar iyidir. Öyleyse şöyle diyebiliriz; kalp krizi şüphesi varsa hemen bir aspirin çiğniyoruz, 112 yi arayıp ambulansla vakit kaybetmeden mümkünse tıkalı kalp damarı balonla açarak stent adı verilen çelik kafesi koyma işlemini yapabilen bir kalp merkezine gidiyoruz. Sonrasını bize bırakın….

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

A: Tamamen tıkanmış damar ve kalp krizi. B: Stent işlemiyle damarın açılarak kalp krizinin önlenmesi görünmekte

 

Kalp krizi geçirmek istemiyorsanız yapmanız gerekenler neler ?

 

Öncelikle sigara bırakılmalı.

Sigara içenlerde kalp krizi içmeyenlere oranla 4 kat daha fazla. Kalp krizi geçiren hastaların çoğu hala sigara içiyor. Bunlarda tekrar kriz geçirme oranı 3 misli daha yüksek. O halde hemen sigarayı bırakmalıyız.

 

Hipertansiyon kontrol altına alınmalı

 

Yediğimiz içtiğimiz her şey katkı maddesi dolu. Bunların çoğu tuz ve şeker deposu. Tabii ki herkesin kilosu artar, tansiyonu yükselir. Yüksek tansiyon fark edilmez ve gereği gibi tedavi edilmezse kalp krizi, felç ve böbrek yetersizliği gibi öldürücü hastalıkların gelişme tehlikesi normal insanlara oranla 4 kat daha yüksek. Katkı maddelerini içeren hazır gıdaları azaltmak gerekir. Çünkü içinde bol miktarda tuz vardır. Birçok kimsede sadece bu önlemlerle tansiyon önemli ölçüde düşürülebilir. Fakat pek çok hastada ayrıca ilaç tedavisi gerekir. Sağlıklı yaşam tarzı ile kullanacağımız ilaç sayısı ve dozu giderek azalır.

 

Sağlıklı beslenmeli

 

Kilo ve şeker hastalığına dikkat edilmeli. Şişmanlık, hareket azlığı ve aşırı beslenme zemininde gelişen erişkin şeker hastası sayısı, 1990 yılında 1 milyon iken, şimdi gizli şekerle birlikte 9 milyonu aştı. Erişkin nüfusun yüzde 30'unda ise açlık kan şekeri normalin üzerinde bulunuyor. Şeker hastalığı, daha çok kilo fazlası bulunan orta yaşlılarda görülür. Bu hastalar ağrı hissetmeden sessizce kalp krizi geçirebilecekleri için 6 ayda bir kalp sağlığı için tarama testlerinden geçmelerinde büyük fayda var.

 

Düzenli egzersiz yapılmalı

 

Bilimsel gözlemler, sakin ve hareketsiz bir günlük yaşam sürdürenlerde kalp krizlerinin yürüme, koşma, bisiklete binme ve yüzme gibi beden faaliyetlerini düzenli bir şekilde yapanlara oranla daha sık görüldüğünü ortaya koymuştur. Kendinize uygun bir egzersiz programını düzenli olarak uygulamalıyız. Düzenli sağlık kontrolleri yapılmalı Tedavi için hedefimiz kötü huylu kolesterol olarak bilinen LDL olmalı. LDL değerleri hastanın risk grubuna göre belirlenir. Hasta yüksek risk grubunda ise, örneğin bilinen bir koroner damar hastalığı varsa, LDL 100 mg. altına çekilmelidir. İngiltere'de LDLyi 100 mg. altına düşüren doktor ödül alırken, ülkemizde sıkıntı çekmektedir. Damarlarımızın sağlıklı kalmasını sağlayan iyi huylu kolesterol yani HDL kolesterolün düşüklüğü erişkin nüfusun neredeyse yarısında olan bir risk faktörüdür. HDL değerleri 40 mg. altında ise risk vardır. Kilo verme, egzersiz, sigarayı bırakma, diyet gibi yaşam tarzı değişiklikleri HDLyi artırır.

 

Aile hikayesi dikkate alınmalı

 

Yakın akrabalarınız içinde genç veya orta yaşlılıkta kalp hastalığından kaybedilmiş olanlar varsa, kalp hastalığına yakalanma olasılığı yüksektir. Bu durumda yaşam tarzınız belirleyici olabilir. Belirli aralarla yaptıracağınız sağlık kontrolleri ile kalp hastalığı riskini azaltacak önlemler belirlenir. 40 yaş üstü herkesin en az iki yılda bir kez kalp sağlığı için tarama testlerinden geçmeli Kalp damar hastalıklarının en korkulan sonucu kalp krizi ve ani ölümdür. Kalbi besleyen koroner damarın aniden tıkanması sonucu kalp kası saatler içinde ölmeye başlar. Kalp krizi dediğimiz bu tablo, ölümlerin birinci nedenidir. 40 yaşın üstündeki her 10 ölümden 4'ünün sebebi kalp krizidir.

 

bottom of page